Hoş geldin benlik

Hoş geldin benlik

Bardağını fırlatıyor!

Yemeğini yemek için direnç gösteriyor…

Her şeye Hayır diyor !

Ailelerin en korktukları ve durum karşısında ne yapacaklarını bilemedikleri bu dönem 2 yaş sendromu dönemi olarak adlandırılır. Bu aslında bir sendrom değil, çocuğun büyümeye başladığının kanıtıdır. Literatürde ön ergenlik olarak da adlandırılır. Çocuğun her şeyin kendisinin olmasını istediği ve her şeyi kendisinin yapabileceğini düşündüğü bir dönemdir. Aileler ise bu davranışlar karşısında ne yapacağını bilemez ve kafaları karışır.

Keşif ve merak duygusu desteklenmeli

Ailenin verdiği tutarsız tepkiler çocuğun daha sorun yaşamasına neden olur. Çocuğun ısrarlı çabaları, tutturmaları her ne kadar aileler için sinir bozucu ve yorucu olsa da bunun bir geçiş dönemi olduğunu unutmamak gerekir. Bağımsızlığını ilan eden çocuk için keşif ve merak duygusuyla birlikte her şey yolunda giderken, ebeveynlerinin engellemeleri ile karşılaşan çocuk öfke krizleri ve ağlama nöbetleri geçirmeye başlar. Bu dönemde çocuğun bağımsızlığını engellemek çocuk üzerinde olumsuzluğu da tetikler. Çocuğun bu dönemde sorduğu sorunun fazlalığı, dokunduğu, ellediği nesnelerin çokluğu ve kendini sürekli ortaya koymaya çalışması aslında çocuğun ne denli sağlıklı olduğunun da göstergesidir. Sırf ebeveynlerinin ya da etrafındaki kişilerin eşyalarına zarar gelmemesi için engellenen çocuğun ileri yaşlarda dönemlerinde itme, vurma, saldırgan davranışlar sergileme ya da tam tersi içine kapanık, düşük özgüvenli bir çocuk olması olasıdır. Onunla inatlaşmak, kendi dediklerinizi ona yaptırtmaya çalışmak sadece onunla iletişiminizin bozulmasına ve de çatışma yaşamanıza sebep olur. Çocuğun kendi alanlarını keşfetmesine izin vermeniz bu dönemin daha sağlıklı geçirmek adına kıymetlidir. Ancak bu dönem her tarafı dağıtsın, ellesin demek de değildir.

Engel olmak yerine ilgiyi yönlendirin

Dolapların çekmecelerini açıp kapatmak istiyor ama siz bu durumdan rahatsızsınız değil mi? Ne yapıyorsunuz, gidip çocuk kilitlerinden alıyor durumu kontrol altına aldığınızı düşünüyorsunuz… Doğru düşündüm değil mi? Ebeveyn olarak kontrol altına aldığınız şey, aslında çocuğunuzun davranışlarını kontrol etmekten başka bir şey değil. Onun keşfetme ve merak duygusunu söndürdünüz. Oysa yapmasını istemediğiniz bir davranış var ise engellemek yerine sınır / alan belirleyebilirsiniz. Bir şeylerin içini açıp kapatmak istiyorsa, birlikte açıp kapatabileceğiniz sürpriz kutusu oluşturabilirsiniz. Bu kutuyu dilediğiniz şekilde boyayabilir, üstüne stickerlar yapıştırabilir, tamamen ona ait olduğunu hissettirebilirsiniz. Bu kutunun içine (içindeki materyallerin değişkenlik göstermesi esastır J) kartlar, renkli şekiller, kuklalar, toplar, boya kalemleri, renkli krapon kağıtları koyabilirsiniz. Hem kutunun içini açtığında o keşif ve merak duygusunu gidermiş olacak hem de gelişimini destekleyecek olan bu materyallerle vakit geçirmiş olacak. 

Fikrini sorun

Yemek yememek için direniyorsa alın elinize bir kukla, bir isim koyun ona başlayın kuklayla konuşmaya, kuklaya yemekler yedirmeye. Bakın bakalım tepkisi nasıl olacak? Siz yemek esnasında ona süt içmesi için bardağını uzattınız. Peki ya ona hangi bardakta içmek istersin diye seçenek sundunuz mu? Yoksa size göre daha az tehlikeli olan ve aman üstüne dökmesin diye kavraması en kolay olan bardağı mı seçtiniz? Kendi başına yemek yemek istiyor ama siz yemeğin etrafa dökülüp saçılmasından rahatsız mısınız? Haydi, önce yere bir örtü serelim, sonra istediğin gibi yiyebilirsin yemeğini… Bazen onun da fikrini sorun. Bugün ailece dışarı çıkmak istiyoruz ama karar veremedik. Oyun parkına mı gitsek? Sahilde yürümeye mi gitsek? Ne dersin?

Soğuk bir kış günü evden dışarı çıkacaksanız çocuğunuzun üstüne daha kalın giysiler giymesini istiyorsunuz ama o incecik bir kıyafet giymeyi tercih etti değil mi? Sizde, Ama olmaz, hava çok soğuk giymelisin!! Dediniz ve bu diyaloglar böylece uzayıp, gitti. 

Küçük yaş grubundaki çocuklar için kavramlar tam anlamıyla oturmuş değildir. Dolayısıyla biz yetişkinler gibi o an ki hava durumuna bakarak karar vermez ve de seçim yapmazlar. Sizin sunduğunuz seçenekler arasında bir tanesini seçmesini isteyebilirsiniz. Bunun yanı sıra çocuğunuzla birlikte mutlaka kışlık ve yazlık kıyafetlerini birbirinden ayırmalısınız. Böylelikle hangi mevsim nasıl giyindiklerine dair bilgileri de artacaktır.

Çocuğun ne istediğini anlamak önemli

Bazı durumlarda ebeveynlerin zamanının ve de sabrının olmaması sebebiyle bazen kolaya kaçılmakta ve bu da çocukla aile arasında çatışmalara ve de krizlere dönüşebilmektedir. Bu dönemde çocuğu lütfen huysuz, uyumsuz, geçimsiz olarak nitelendirmeyin. Bu dönemi yaşayan tek ebeveyn siz değilsiniz, emin olun etrafınızda sizin gibi bu süreçlerden geçen aileler var. Tek yapmamız gereken şey, çocuğun gerçekte ne istediğini anlayabilmek, ona uygun alternatifler sunabilmek, çocukla inatlaşmamak, olumluyu takdir etmek ve de konuşmaktır. Çocuklar biz ebeveynlerin birer aynası gibidir. Biz nasıl iletişim kuruyorsak ya da çatışmayı çözemiyorsak, onların da bizim gibi davranacağını unutmayalım. Herkese bol oyunlu, eğlenceli ve iletişim dolu günler…

Uzman Gelişim Psikoloğu  /  Pırıl TEZCAN